2022 için teknolojik öngörüler ve çalışma hayatına olası etkileri

Ekonomik çöküntü, yüksek enflasyon, siyasi belirsizlik, güvensiz ortam, çalışanlar açısından müthiş bir tuzak ama aynı zamanda da bir mücadele alanı ve hayatta kalma durumu oluşturduğundan, 2022’de teknolojinin ne getirdiğinden çok, AKP’nin ne götürdüğü ve yerine neyi, nasıl koyacağımızı konuşacağımız, mücadele edeceğimiz bir yıl olacak.

Yıl biterken, “yenisi ne getirecek acaba?” hep sorulan bir sorudur ya, ben de teknolojinin getirdiklerinin 2022’nin çalışma hayatına, emekçilere etkisi konusunda bir derleme yaptım. Aşağıdakiler dünyada olagelen ve konuşulan mevzulardır; Türkiye’nin içinde bulunduğu olağan dışı koşullara bakınca bize yansıması birebir hemen olmayabilir.  

Buyrun!

Dijital Dönüşüm: Pandemiden önce başlayan bu dönüşüm (bankacılık, şehir hayatı, devlet yönetimi, üretim süreçleri, alışveriş, medya, eğitim vs...) daha da hızlanarak devam edecek. Kurumların %60’ı pandemi sırasında bu dönüşüm yatırımlarını hızlandırdılar; %55’i kurumsal stratejilerini bu dönüşüme çoktan adapte ettiler bile. Cxx’lerin, %56’sı operasyonel süreçlerini daha çevik ve esnek hale getirdiklerini, önümüzdeki 2-3 yılda da önceliklerinin bu dönüşüme devam etmek olduğunu söylüyorlar.

Yapay zeka ile desteklenen bu Dijital Dönüşüm, insanlığın refahı için faydalı olsa da bu dönüşümden pay alamayan, dönüşüme dahil olamayan milyonlarca insanın da işsiz kalması demek. Üretimin birçok alanının robotlaşması, hizmet ve bankacılık hizmetlerinin insansızlaşması, bu iş kollarında çalışanlar için büyük tehdit oluşturuyor. Türkiye gibi emeğin değersizleştirildiği, ucuzlatıldığı ülkelerde bu daha da yıkıcı olacak, insanlar işsiz kalmamak için “hayatta kalma” koşullarına boyun eğip çalışmak zorunda kalabilir.

İnsan Sermayesi: Pandemi insanlara, kendileri için, bireysel olarak, neyin önemli olduğunu yeniden hatırlattı ve işverenleri için kendilerinin önemli olup olmadıklarını ortaya çıkardı. Öngörülere göre, 2030’a kadar küresel olarak 85 milyondan fazla iş kolunda yeterince yetkinlik bulunamadığı için eleman açığı olacak. Sadece 2021’de çalışanların %30’u işverenlerini değiştirdi bile. 2022’de %15 daha bekleniyor. İşyeri değiştirenlerin %56’sı bu değişikliği gönüllü olarak yaptıklarını söyledi çünkü pandemi koşulları, eski işverenlerinin kendilerine değer vermediğini ortaya çıkarmış. Çalışanların dörtte biri, işverenlerin, çalışanlarının zihinsel ve fiziksel sağlıklarına değer vermediğini, üçte biri de gelirlerine önem verilmediğini, beklentilerin altında çalıştırıldıklarına inanıyor.

Türkiye açısından bunun yansıması, hızlanan beyin göçü, kalanların da “hayatta kalacak” bir asgari ücrete talim etmeleri demek olacak. Türkiye’nin ucuz işgücü cenneti olması özendirilecek.

Sürdürülebilirlik ve şeffaflık: Kurumların önceliği, vaat ettikleri ile yaptıkları arasındaki uçurumun kapanması olacak. Her 5 tüketiciden 4’ünün tercihi sürdürülebilir ve tutarlı söylemleri olan kurumlardan hizmet almak veya birlikte çalışmak. Tüketicilerin %31’i çevreye saygılı, iklim değişimine duyarlı üretim süreçlerinden geçen ürünleri tercih ettiklerini söylüyor. Kurumların buna göre üretimlerini uygulayacakları muhakkak. Fakat tüketicilerin %48’i kurumların bu mesajlarına güvenmiyor.

Çevreye özen gösteren üretim süreçleri ve doğal olarak da ortaya çıkan ürünler daha pahalı olduğundan bunların tabana yayılması, herkesin alabileceği fiyat aralıklarında olması olası değil. Türkiye’de bir mal/hizmet alırken önceliğin fiyat olduğu düşünülürse bu istatistik ve dönüşüm öngörüsü, 2022 için naif bir hedeften öteye geçmiyor.

Teknoloji Kullanımı: Kurumların %64’ü operasyonlarını “Bulut”a taşıdı bile ve pandemi bu süreci zaten çok da hızlandırmıştı. Bu konu ağırlıklı olarak Bilişim Teknolojileri’nin bir konusu olsa da belki de Türkiye’nin en avantajlı olabileceği alan burası. Bu akım, yazılım teknolojilerinde, yeni yazılımların üretilmesi, eskilerin adaptasyonu konusunda inanılmaz bir ihtiyaç doğurdu. Bu alana yatırım yapan,  eğitimini, geleceğini buna göre planlayan gençler ve genç işletmeler doğru yapıyor olacaklar. Tabii ki bu gerçeklik, 2022’de Türkiye’den nitelikli yazılımcı beyin göçünü de hızlandırıcı bir etken olacak.

Bunların dışında Quantum Bilgi İşlem ve Edge Computing kavramları dünyada daha çok konuşulacak, uygulamaları başlayacak fakat Türkiye'de bu konuların 2022’de yaygın gündem olması için çok erken.

Ekonomik çöküntü, yüksek enflasyon, siyasi belirsizlik, güvensiz ortam, çalışanlar açısından müthiş bir tuzak ama aynı zamanda da bir mücadele alanı ve hayatta kalma durumu oluşturduğundan, 2022’de teknolojinin ne getirdiğinden çok, AKP’nin ne götürdüğü ve yerine neyi, nasıl koyacağımızı konuşacağımız, mücadele edeceğimiz bir yıl olacak.