1960’ların ünlü Amerikan rock topluluklarından Beach Boys’un lideri Brian Wilson’ın yaşamının zor ve sorunlu dönemlerinİ perdeye getiren Aşk ve Merhamet (Love & Mercy, 2014); özgün bir biyografik film olarak bu vasat vizyon haftasının nispeten en dikkate değer filmi. Aşk ve Merhamet, hem popüler kültür içinde yükselip şöhretinin zirvesindeyken yaratıcı, özgün ama ticari açıdan riskli yeni bir yönelime girmeye çabalayan genç bir sanatçının yaşadığı zorlukları ve bu uğurda verdiği mücadeleyi, hem de yaratıcı yönelimlerine eşlik eden davranış bozukluklarını dengeli biçimde yansıtıyor ama öte yandan bütün bunları, çıkış noktası yıllar sonrasına ait bir başka vaka olan bir anlatının arkaplanı olarak sunuyor.
İsmini Wilson’ın ilk solo çalışmasının adından alan Aşk ve Merhamet, 1960’larda ve 1980’lerde geçen iki kesitten oluşuyor ama bu iki kesit, önce 1960’lar ve ardından ‘yıllar sonra’ bağlantısıya 1980’ler tarzında ardışık bölümler olarak değil, içiçe geçmiş olarak perdeye geliyor. 1980’lerde bir psikoterapistin çok sıkı denetimi, hatta vesayeti altında yaşayan Wilson’ın genç bir kadınla tanışıp ona aşık olmasıyla açılan film, hem bu ilişkinin gelişimini, hem de Wilson’ın bu terapistin denetimi altına girmesiyle sonuçlanmış olan psikolojik sorunlarının 1960’larda ortaya çıkmasını paralel kurguyla izleyiciye aktarıyor. Wilson’ın yeni sevgilisi, bir zamanların şöhretli ve saygın sanatçısının artık terapisti tarafından adeta esir alınmış olduğunun farkına vardıkça sevdiği adamı bu esaretten kurtarmaya çabalıyor, terapist ise iki sevgili arasındaki ilişkiye set çekmeye yöneliyor. Tipik bir Hollywood dramı gibi kulağa gelen bu olaylar zincirinin gerçek yaşamda yaşanmış olması şaşırtıcı ama –mahkeme kayıtlarıyla belgelenmiş olması ışığında- tamamen gerçek.
1980’lerde yaşanmış bu vakaya paralel olarak film, Wilson’ın 1960’larda Beach Boys’un lideri olduğu dönemki yaşamını da perdeye aktarıyor. Bu bölümlerde ise, California çıkışlı bu grubun, ergen Amerikan gençlerin sörf ve araba merakını, naif gönül ilişkilerini, vs’yi konu alan şarkılarla popüleriteyi yakaladığı bir dönemde aslen içine kapanık bir genç olan Wilson’ın turnelere çıkmak yerine stüdyoda günler geçirerek müzikal açıdan yeni ve rock kalıpları içinde avangard sayılabilecek arayışlara yönelmesinin denemelerine girişmesini izliyoruz ki Aşk ve Merhamet’in bu stüdyo çalışmalarını içeren sahneleri filmin belki de en ilginç ve doyurucu kısımları. Wilson’un kimi üyelerinin itirazlarına karşın Beach Boys’u peşi sıra –en azından bir süre- sürüklediği bu yönelim meyvelerini verdiği dönemde ise bu dehanın ruhsal dengesi iyice bozulmaya başlıyor, hatta giderek şirazesini tamamen yitiriyor. Aşk ve Merhamet, Wilson’un ruhsal çöküşünün arkaplanına dair büyük resmin parçalarını da takdire şayan bir bütünsellikte ama herhangi bir tek sebebe indirgemeden aktarıyor: katı bir baba ile yaşanmış sorunlu bir çocukluk yetmezmiş gibi bu babanın Wilson’ın hayatından bir türlü çıkmaması, ticari açıdan riskli görülen girişimlere çevresini ikna etme çabasının getirdiği stres ve tabii hem stresten kurtulmanın, hem de yaratıcılığı perçinlemenin devası olarak sarıldığı uyuşturucu bağımlılığının yıkıcı sonuçları.
Film bittiğinde ise Wilson’ın 1960’larda ruhsal dengesinin bozulma sürecinin öyküsü de, 1980’lerde bu sürecin sonucu olarak yaşamının kontrolünü kaptırmış olduğu terapistten kurtulma sürecinin öyküsü de –filmin içinde- eş zamanlı olarak tamamlanmış oluyor. Sonuçta Aşk ve Merhamet, rock müzik tarihinde önemli yeri olan özgün bir şahsiyeti meraklısına doyurucu biçimde yakından tanıtırken, sinemaseverlere de düz kronolojik anlatıma alternatif anlatımların başarılı bir örneğini sunmuş oluyor.