Filistinlileri yerinden etme ve işgal üzerine kurulu İsrail Devleti son yıllarda Batı Şeria’daki yerleşimleri ilhak etmeye ve Doğu Kudus’ü de işgal-ilhak sürecinin bir parçası yapmaya çalışıyor. Son aylarda Doğu Kudüs’te özellikle Şeyh Cerrah Mahallesinde Filistinlilerin evlerini cebren işgal eden devlet destekli Siyonist yerleşimcilere yönelik protestolar artınca Tel Aviv rejimi acımasız yüzünü bir kez daha gösterdi: Yüzlerce yaralı, yüzlerce gözaltı. Siyonist zulüm karşısında şimdi yine tüm dünya ayağa kalkmış gibi görünüyor. Ama sadece görünüyor. Filistin halkının uzun yalnızlığı sürüyor. 1948’den beri işbirlikçi Arap rejimlerine şimdi dünyanın her tarafında timsah gözyaşları döken siyasal İslamcı koro da eklenmiş durumda. Gerçek bir itirazın talepleri ortaya konmaksızın sadece sembolleştirilen bir mağduriyet anlatısına Filisitin halkının hiç ama hiç ihtiyacı yok. Filistinliler bize soruyor: Milyonlar neredesiniz? Neredesiniz ey milyonlar? Buradayız demek için taleplerine kulak vermemiz gerekiyor.
Bu talepler 3 harfte özetlenebilir: BDS
Sözde Filistin dostu sözler sarf eden ancak İşgalci rejimin en büyük ticari ortaklarından birisi olan AKP Hükümeti 20 yıldır yaptığını tekrarlıyor: Filistin direnişini içe dönük bir hamaset ve sindirme aracına dönüştürmeye çalışıyor. Sokaklara kolalar dökülüyor, İsrail vizesi ile Mescidi Aksa turizmi programları düzenleniyor, timsah gözyaşları ile Filistin halkının varoluş mücadelesi dinci bir propaganda aracına dönüştürülmeye çalışılıyor.
Filistin bir sembol değil, bir halktır. Etten kemikten canlı insanlardan yaşlılardan bebeklerden gençlerden çiftçilerden ve işçilerden oluşan kocaman bir halk. Yarısı sürgünde, diğer yarısı dünyanın en büyük açık cezaevine dönüştürülmüş Gazze’de ve kuşatılmış Batı Şeria topraklarında sıkıştırılmış, her gün yoksullukla ve şiddetle yüzyüze bırakılmış bir halk.
BDS: BOYKOT, YATIRIMLARIN GERİ ÇEKİLMESİ VE YAPTIRIMLAR!
BDS İngilizce “Boycott, Divestment and Sanctions” yani Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan bir kısaltma ve 2005’de kuruluna Filistin merkezli uluslararası hareketin adıdır.
Kurucularından Ömer Barguti’nin sözleriyle BDS hareketi “gerçekten de İsrail’in “temel tabiat”ına karşı çıkıyor. Filistin sivil toplumunun, Siyonist yerleşimci sömürgeciliğe karşı yaklaşık bir asırlık bir sivil direnişten temel alan… ve İsrail’in, Filistin’in yerli halkına uyguladığı işgal, mülksüzleştirme ve apartheid’a karşı, direnişin nitelik olarak yeni bir evresi”dir.
BDS Hareketi’nin imzacıları arasına yüzlerce Filistinli sivil toplum kuruluşu, dernek, sendika, parti ve yerel oluşum mevcuttur. Bunlardan bazıları analım: Filistin Genel Sendikalar Federasyonu, Filistinli Kadınlar Genel Birliği, Filistinli Çiftçiler Birliği, Filistin Ulusal ve İslami Güçler Konseyi, Arap Ortodoks Yardım Derneği, Filistinli Mülteci Haklarını Savunma Komitesi, FKÖ Halk Komiteleri, El-Fünun Filistin Halk Dansları Topluluğu, Barış ve Demokrasi İçin Filistin Üniversite Öğrencileri Forumu, Kadın Araştırmaları Merkezi ve 100’den fazla Filistinli benzer oluşum…
2008 yılında Filistin BDS Ulusal Komitesi’nin (BNC) Filistinli mülteciler, işgal altındaki Batı Şeria (Kudüs dahil) ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler ve Filistinli İsrail vatandaşlarının temsilcileri olan Filistinli siyasi partilerin, sendikaların, koalisyonların ve ağların geniş bir birliğini temsil etmektedir.
Kuruluşunu takiben BDS hareketi çeşitli ülkelerde örgütlendi. Şu anda onlarca ülkede yerel komiteler mevcuttur. Türkiye’de 10 yılı aşkın bir süredir BDS Türkiye Filistin davasına sivil yaygın bir destek oluşturmaya çalışmaktadır.
BDS İLKELERİ, TALEPLERİ VE STRATEJİSİ:
170’in üzerinde Filistinli örgüt, siyasi parti, sendika federasyonu ve kitle hareketi tarafından imzalanan BDS Çağrısı, Filistin halkının vazgeçilemez hakkı olan kendi kaderini tayin hakkını kullanması için asgari gereklerin ancak bu üç temel talebin karşılanmasıyla yerine getirileceğini savunarak Filistin halkının ortak özlemini dile getiriyor.
2001 yılında Durban şehrinde gerçekleştirilen Irkçılığa Karşı BM Konferansı’ndan beri İsrail’in boykot edilmesini ve/veya yatırımların geri çekilmesini amaçlayan Filistinli birçok uluslararası girişim uluslararası BDS Hareketine dönüştükten sonra adım adım ilkelerini, taleplerini ve mücadele metotlarını ortaya koymaya başladı. Küresel BDS hareketinin ağır basan ilkeleri, ahlaki tutarlılık ve evrensel insan haklarına bağlılık olarak tanımlanıyor.
İşlevsel olarak BDS, üç temel prensibe dayanıyor:
-Güncel duruma duyarlılık,
-Aşamalı ilerleme ve
-Sürdürülebilirlik.
Hareket, her ülkedeki vicdanlı akademisyenler, entelektüeller, insan hakları eylemcileri ve sivil toplum örgütlerinin, BDS’nin en etkin biçimde nasıl uygulanacağını, kendi özel şartlarını, siyasi gerçeklerini, kısıtlarını ve potansiyellerini dikkate alarak en iyi kendilerinin bileceğini belirtiyor.
Kasım 2008’de BDS’yi destekleyen Filistinli, Avrupalı ve İsrailli onlarca ilerici örgütün katılımıyla Bask Ülkesi’nin (İspanya) Bilbao şehrinde yapılan bir sivil toplum forumunda çeşitli BDS önerileri kabul edildi. Bu önerilerden bazılarını aktaralım:
-İsrail, uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirene kadar tüm İsrail mallarına ve hizmetlerine genel bir boykotun teşvik edilmesi.
-İsrail’in işgal ve apartheid rejimini sürdürmesinde suç ortaklığı yapan tüm İsrailli akademi, kültür ve turizm kurumlarının boykot edilmesinin teşviki.
-Uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerine dahil olan, ister İsrailli ister uluslararası şirketlerden yatırımların çekilmesi ve/veya bu şirketlerin ürünlerine gerçekçi bir boykot uygulanmasını teşvik etmek; örneğin Elbit Systems, BAE, Veolia, Alstom, Eden Springs, Agrexco-Carmel, Ahava, Lev Leviev Diamonds, Motorola, Caterpillar, vb.
-Özellikle insan hakları alanında “ağır ahlaki kusur”u olan şirketlerin kamu sözleşmelerinden dışlanmasını gerektiren ulusal ve uluslararası yasaları uygulamaları için yerel meclisler ve bölgesel hükümetler nezdinde lobi yapmak.
-Uluslararası hukuku ve Filistinlilerin haklarını ihlalinden dolayı İsrail ile tüm serbest ticaret ve diğer imtiyazlı ticaret anlaşmalarının hemen askıya alınmasını istemek.
BDS hareketinin talepleri ve mücadele metodlarını detaylıca incelemek için BDS Türkiye websitesi izlenmeli. BDS Türkiye sitesine http://bdsturkiye.org/ adresinden ulaşılabilir.
TİMSAH GÖZYAŞLARI DEĞİL GERÇEK, SOMUT BİR DAYANIŞMA: BDS!
Rahat koltuklarından Filistin halkını kurbanlaştırmaktan bıkmayanlara karşı Filistin halkı onlarca yıl önce bir şarkıyla yanıt verdi: Milyonlar Nerede (Wein el Meleyun). Juli Butros’tan ya da Grup Yorum’dan dinlemiş olmanızın muhtemel olduğu bu şarkının sözleri şöyle özetle şöyle sesleniyor bizlere:
Nerede? Nerede?.. Milyonlar Nerede?
Arap Halkı Nerede?
(Siz bunu insanlık olarak okuyun)
Arap öfkesi, kanı, şerefi nerede?
Nerede Milyonlar?
Biz hakkız, biz devrimiz
Onlar Fil kavmi
hak nesli, devrim nesli Ebabil kuşları
ateşin taşlarını taşıyoruz
Başımızı eğmeyeceğiz,
itaat etmeyeceğiz,
teslim olmayacağız!
Ey tarih yaz:
bu toprakları küçük görme
adımız devrim bizim....
1948’den bu yana Filistin halkının yanında olan Türkiye halkları günümüz koşullarında da yaygın, etkili ve hakiki bir dayanışma için bu üç harfi ezberlemeli: BDS!