Parçalanmaya doğru giden bir hükümet ve göçmenlik sistemindeki skandallar
Braverman göreve başlamasından bir ay kadar kısa bir süre sonra yeni bir “skandal” ile gündeme geldi. Şöyle ki, özetle, göreve başlamasından kısa süre sonra Braverman’ın İçişleri Bakanı olarak verdiği kararlar İngiltere’nin güneyinde bulunan Manston göçmen merkezinde tutulan göçmenlerin insanlık dışı koşullarda yaşamaları ile sonuçlandı.
Suella Braverman, Rishi Sunak liderliğindeki Birleşik Krallık’ın Muhafazakar Partili İçişleri Bakanı. Braverman 6 Eylül 2022 tarihinde Sunak’tan önce, sadece 6 haftalık bir süre boyunca Muhafazakar Parti’nin liderliğini yapan Liz Truss tarafından İçişleri Bakanı olarak göreve atanmıştı. Ancak göreve başlamasından kısa bir süre sonra hükümete ait duyarlı belgeleri kişisel elektronik posta adresinden Muhafazakar Parti’den olan ancak aktif olarak görev almayan “backbencher” milletvekili John Hayes ile paylaşmasından dolayı İçişleri Bakanlığı görevine 19 Ekim 2022 tarihinde Truss tarafından son verildi. Hemen bir gün sonrasında, yani 20 Ekim tarihinde Liz Truss parti içinde yayılan aşırı güvensizlik ve takibinde gelen yoğun baskılar nedeniyle Muhafazakar Parti’nin liderliğinden ve Başbakanlıktan istifa etti. Bir hafta süren bir süreç sonrasında 26 Ekim tarihinde Muhafazakar Partili milletvekillerinin seçimi ile Rishi Sunak parti başkanlığı ve Başbakanlık görevine başladı ve takibinde Braverman’ı tekrardan İçişleri Bakanı olarak göreve aldı.
Braverman göreve başlamasından bir ay kadar kısa bir süre sonra yeni bir “skandal” ile gündeme geldi. Şöyle ki, özetle, göreve başlamasından kısa süre sonra Braverman’ın İçişleri Bakanı olarak verdiği kararlar İngiltere’nin güneyinde bulunan Manston göçmen merkezinde tutulan göçmenlerin insanlık dışı koşullarda yaşamaları ile sonuçlandı. Manston göçmen merkezi Ocak 2022 tarihinde Fransa’dan küçük botlarla gelen göçmenlerin 24 saat kadar kalabilecekleri bir merkez olarak açıldı. Merkez en fazla 1600 kadar kişinin 24 saat süresince kalabileceği kapasitede. 24 saat bitiminde merkezde kalan göçmenler daha uzun kalabilecekleri otel gibi konaklama yerlerine transfer ediliyor. İlk açıldığı zamanda merkez kısa bir süre boyunca uygun koşullarda işlemesine karşın yıl içinde küçük botlarla gelen göçmenlerin sayısı arttıkça problemler ortaya çıkmaya başladı. Öyle ki kasım ayı başı itibarıyla 4 bin kadar kişinin bir ayı geçen bir süre boyunca merkezde kaldığı ortaya çıktı. Merkezde yaşayan genç bir kadının çitlerden dışarıya attığı bir kağıtta orada yaşanan durum anlatılıyordu. Notlarda 50’den fazla ailenin merkezde 30 günü aşkın bir süredir tutulduğu, kalanlar arasında hamile kadınların olduğu ve onlara özel bir bakımın yapılmadığı, merkezde kalanlara üzerinde bir numaranın yazılı olduğu kol bantlarının verildiği ve oradakilerin ismiyle değil bu numarayla çağrıldığı yazıyordu. En tehlikelisi ise merkezde Covid-19, MRSA, difteri ve uyuz gibi enfeksiyöz hastalıkların hızla yayılmaya başladığının belirtilmesiydi.
Manston ya da Fransa’dan küçük botlarla İngiltere’ye gelen göçmenlerin çok kısa süreli kaldıkları benzeri bir merkezin kapasitesinin kritik bir seviyeye ulaşması durumunda Bakanlıktan gelen bir karar ile kapasitesini aşan merkezde kalan göçmenler otel gibi alternatif konaklama yerlerine transfer edilir. Braverman’a Manston merkezindeki durumun kritik bir noktaya doğru gittiği konusunda haftalar öncesinden uyarı yapılmış olmasına karşın Braverman kişisel bir karar alarak orada yaşayan göçmenlerin otellere transfer edilmesini engelledi ve bu durum Manston’da şu anda yaşanan insanlık dışı durumun ortaya çıkması ile sonuçlandı. Öyle ki kasım başında Manston merkezinde yaşayan bazı göçmenlerin otobüslerle merkez Londra’ya getirilerek orada soğukta kendi başlarına bırakıldığı görüntüler ortaya çıktı.
Burada otel olayı aslında garip bir durum; keza bütün bu olaylar süresince Muhafazakar Parti’den farklı milletvekilleri göçmenlerin botlarla İngiltere’ye gelip ülkede dört yıldızlı otellerde kaldıkları gibi farklı birçok söylemlere girdiler. İşçi Partisi’nden Stella Creasy’nin sorduğu bir soruya yanıt olarak Braverman, ülkeye gelen göçmenlerin geceliği 150 sterlin olan dört yıldızlı otellere transfer edildiği yanıtını vererek İngiliz vatandaşlarının ödediği vergilerin daha iyi yerlere harcanması gerektiğini ifade etti. Yine geçtiğimiz hafta Braverman son 12 yıldır Muhafazakar Parti’nin liderliğinde yönetilen Birleşik Krallık’ta var olan göçmenlik sistemini bozuk bir sistem olarak tanımladı ve Manston merkezine “helikopter” ile yaptığı bir ziyarette göçmenlerin ülkeye gelişini “işgal” olarak tanımladı.
Bravermen 12 Ekim’de gerçekleşen Muhafazakar Parti konferansında konuşmasına, Britanya’yı sevdiğini söylemekten utanmadığını söylerek başladı. Konuşmasında, Britanya’da sistemi kötüye kullanan çok fazla göçmenin olduğunu söylemenin bağnazlık olmadığını ifade etti. Yine kendisiyle yapılan röportajlardan birinde gaztelerin ön sayfalarında Rwanda’ya hareket eden içi göçmen dolu bir uçak resmini görmenin rüyası olduğunu söyledi. 2015 yılında Muhafazakar Parti’den milletvekili olarak seçilen Braverman’ın bu kadar sıra bir sürede böylesi önemli bir bakanlığa gelmesi ve böyle ırkçı söylemleri açıkça dile getrilebilmesinin altında yatan Muhafazakar Parti içi dinamikler, Braverman’ın arkasında olan ve onu destkleyen Muhafazakar Parti alt kolları başka bir yazının konusu olabilir. Ancak burada önemli olan sistemin ne kadar işlemez bir durumda olduğu. 2018 yılında Fransa’dan küçük botlarla İngiltere’ye gelen göçmen sayısı 300 iken bu sayı şu an itibarıyla 40.000. İçişleri Bakanlığında göçmen başvurularının işlenmesi her zaman çok yavaş idi ve dolayısıyla sürekli gecikmeler yaşanıyordu. Yine de 2019 yılına kadar Bakanlık hedeflerinin kendilerine gelen göçmen başvurularını en fazla altı ay süresince işleyip nihayi bir karara varma olduğunu bildirirken, 2019 yılı başında verdikleri bir kararla altı ay hedef süreyi artık göz önünde bulundurmayacaklarını bildirdi ve sonrasında durum kontrol edilemez noktalara geldi. Öyle ki şu anda henüz işlenmemiş durumda 120.000 üzerinde göçmenlik başvurusu Bakanlıkta bekliyor. Hükümet ise bu başvuruların daha kısa sürede işlenmesi için çalışmaları hızlandırmak yerine göçmenlerin geceliği 150 sterilin olan otellerde (bu söylemin doğruluğu da tabi ki tartışılır) kalmasının büyük masrafa neden olduğunu ifade ederken aynı anda geçen hafta Fransa ile yaptıkları bir anlaşma ile Fransız sahilinde yapılan güvenlik uygulamalarının yoğunlaştırılması ve bu şekilde küçük botlarla gelen mülteci sayısının azaltılması için ülkeye verdikleri meblayı yıllık 55 milyon sterlinden 63 milyona sterline çıkarıyor. Bu da aslında İngiltere’de yaşanan göçmenlik politikasının aslında ne kadar işlemez olduğunu ve önceleri aşırı sağ parti üyelerinden duymaya alışık olduğumuz ırkçı söylemlerin Muhafazakar Parti gibi kendilerini daha tarafsız gösteren partilerde giderek artan bir şekilde varolduğunu bir kez daha bizlere gösteriyor.
https://www.tortoisemedia.com/audio/the-return-of-suella-braverman/