İşte bu yüzden işimizi sağlıkla ve hakkıyla -birinci olmadan ikinci hiç olmuyor- yapabilmek için en baş sözümüz; “Seni riske atacak, sağlığını tehlikeye sokacak, istismar içeren her türlü talebi, görevi, iş programını reddet” olmalı. Binlercemiz reddettiğinde ise biliyoruz ki şartları değiştirecek gücümüz olacak.
Kesinti politikalarının Batı ve Doğu Avrupa ülkelerindeki kadınların yaşam koşullarına etkisi üzerine yapılan çalışmaların sonuçları iç karartıcı.
"Aynı şehirden, aynı sıralardan, aynı hayallerle çıktın yola. Kendin ve binlerce abin/ablan gibi heyecanla attın adımını başka bir dünyanın zehirli rüyasına..."
Hukuksuzluğun ve nitelik gaspının en büyük örneklerinden olan deniz taşımacılığı, tüm adaletsizliğiyle 25 yıldır önce Cemaat-AKP ardından sadece AKP kadrolarının kaymak kapısı olmuştur.
Sovyetler Birliği'nin dağılması, reel sosyalizmin çöküşü ve neoliberalizmin yükselişinin ardından, proleterleşmenin ve güvencesizliğin yaygınlaştığı, sol öznelerin silikleştiği ve güçten düştüğü bir ortamda ASOIAF ve Game of Thrones gibi tekinsiz, vahşi, aşırılıklarla dolu ve soyluların taht oyunları altında ezilen halk temsilinin yer aldığı bir fantastik evrenin yaratılması da tesadüf değildir.
Şimdi, manzaranın netleştiği bir dönemdeyiz. Devrimci hareketin kararlı ve militan odakları Saray faşizmine karşı halkla birlikte, halkın içinde ve halka öncülük gayesiyle ter akıtmaktadır. Komünizmi kendi kişisel ikballerinin garantisine indirgeyip parti liderliğini bir kariyer planı olarak sürdürenler ise, örtük veya dolaylı yoldan değil, bizzat takındıkları siyasal tutum sonucunda devrimci hareketin dışına düşmüştür. Belki yüzlerce sayfalık teorik tartışmayı, ülkemizin nesnelliği ve halkımın mücadelesi böylece çözüme kavuşturmuştur.
Meramımız Binali Bey’in yolsuzluklarını ya da servetini ortaya dökmek değil. Bu konuda muhteşem habercilik örnekleri var. Züğürt olmamız ya da çenemizin yorulmasından korktuğumuzdan da değil. Dilimiz döndüğünce, gerekirse sokaklarda teneke çalarak da bunları anlatırız ancak Yıldırım’ın sicilinde yolsuzluktan çok öte göze çarpan şeyler var. 14 sene arayla 66 ölü ve hafızalara kazınan “O direksiyonu ben kullanmıyorum ki kardeşim” sözü…
İşte tüm bu “erkeklik” olayları, kırılganlıklar, güç fetişizmleri, narsisizmler, iktidar arzuları olanca cüssesiyle futbol kültürüne içerilir. Zira futbol homososyal ortamların en ihtişamlısı, en heybetlisidir. Tam da bu yüzden “erkekliğin” sansürsüzce, korkusuzca, tüm ilkel arzuları kışkırtırcasına performe edildiği alanlardandır futbol kültürü.
İşin aslı “kasaba ahlakı” olarak kodladığımız küflü, eski, demode “erkek egemenliği”, kadınların o ya da bu düzeyde hayata atıldıkları bir dönemde geçmişin ruhlarını çağırırcasına zamana ayak diremektedir. Diğer bir deyişle kadınların çalıştığı, okuduğu, bağımsız hayatlarını kurmaya çalıştıkları ya da tüm bunları yapmaya mecbur oldukları ve aynı paralelde güçlendikleri yeni momentte “kasaba ahlakı” yeniden hortlamaktadır.
“Zenginler ve hükmedenler için adalet, sadece partilerinin isimlerinde zikrediliyor. 17 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarda olduğu bir ülke, ne acı ve ironik ama bir o kadar da iktidarın karakteriyle uyumlu olarak ‘adalet’ çığlıklarıyla inliyor...”
Beni hikayesinin kahramanı yapan tek kişi, benim hikayemin biricik kahramanı canım kardeşim içinde bulunduğum bu felaketin içinde son söz olarak hayat kavgamızın en zor dönemlerinde bana söylediğin sözü seçtim: “Abla durum rezalet, çok fena bittik. Ama kalkacağız, mecburen”
Geç kalmış olmanın ah’ı burada kalsın. Bu yazı, aynı menzile baş koymuş olanların birbirine daha fazla geç kalmaması içindir biraz da, birbirimize ikirciksiz “merhaba” diyebilmek içindir.
ODTÜ Latin ve Kuzey Amerika Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Aylin Topal, Venezuela'daki son gelişmeleri ve yakın gelecek olasılıklarını İleri Haber'e değerlendirdi.
Newroz mu, Nevruz mu; mit mi gerçek mi, Türklerin mi Kürtlerin mi? Bu tartışmalar her yıl Newroz vesilesiyle çeşitli mecralarda hala yapılıyor olsa da zayıflamış, anlamsızlaşmıştır. Akademik tartışmaların ötesinde, Newroz yazılışıyla değil direnişiyle anlam kazanarak büyük insanlık mücadelesinin kültürel ve ideolojik sembollerinden biri olarak kabul edilmiştir artık. Newroz Dehak’lara karşı kardeşliğin, barışın, dayanışmanın, özgürlüğün sembolü olarak Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasındaki tüm ezilenlerin bayramıdır.
Gezi Direnişi sonrası direniş insanları arasındaki dayanışma ve birlikteliğin sportif alandaki örneklerinden biri olan KarşıLig'in hikayesini Forza Yeldeğirmeni'nden Kadim Fırat yazdı.
Kadın Grevi, bir mücadele aracı olarak kadınların yeni direniş örneklerini yaratması ve kadınların sosyalizm mücadelesiyle, emek mücadelesiyle yan yana gelebilme olanaklarının yaratılması için kullanılmalıdır. Bugün Türkiye’de işçi sınıfı mücadelesinin kadın mücadelesinden, kadın mücadelesinin de işçi mücadelesinden güç almaya ihtiyacı vardır ve Kadın Grevi’nin bu bakış açısıyla da sosyalist kadınlar tarafından değerlendirilmesi önemlidir.
Erik Olin Wright, Marksizm ve Leninizm’i kat eden çabalara ampirik kanattan verdiği kuramsal destekle, yalnızca akademik değil devrimci Marksizm’in kitaplığında da önemli yerini almıştır.