Kuzey Irak Kürt bölgesinde referandum vesilesiyle yürüyen tartışmalarda önemli bir parametre var: Petrol. Hem AKP hem de Barzani strateji kurarken bu önemli noktayı dikkate almak zorunda.
Komünistlerin ulusal meselelere bakarken dikkate alması gereken bir tarihsel-siyasal birikim vardır. Bir ulusun kendi kaderini tayin etmek istemesi elbette meşrudur ancak komünistler her ulusal arayışı koşulsuz desteklemekle sorumlu değildir.
Üniversitelerin açıldığı, yeni bir dönemin başladığı bu günlerde, gençlik ne yapmalı sorusunun cevabını bulabilmek için üniversitelerin ülke ile birlikte geçirdiği gerici, piyasacı dönüşümleri, AKP/Saray rejiminin gençliğin ilerici birikimine yönelik saldırılarının güçlü bir şekilde analiz edilmesi büyük bir öneme sahiptir.
İsteyen karşı çıksın, isteyen “inanmasın”, irili ufaklı tüm enfeksiyonların tedavisi için, kanser ve sorunlarına karşı mücadele edebilmek için, bel ağrısı, omuz ve kalça sorunları, sinir sıkışma hastalıklarının tedavisi için evrim kuramının kazanımlarını uygulamak bir zorunluluktur. Evrim kendisine inanmayanlara da yardımcı olmaya devam etmektedir.
Marx’ın Kapital’i bir buldozerdir. Kendinden öncekilerin tümünü ezip geçer. Ondan önceki iktisadın kavramlarını kullanıp Marx’ı atlamak, görmezden gelmek mümkün değildir. Kapital’in ilk cildinin ilk baskısından 150 yıl sonra, bugün bile “emek-değer” dendiğinde herkesin aklına sakallı bir adam gelir. “Sınıf” sözcüğü Marx’a atıfsız kullanılamaz. Bu konularda sözü olan herkes Kapital’in mirasından devam eder.
Hitler faşizmi ırkçı yasaları uygularken hangi ükeyi model aldı? ceviriyoruz.org sitesinde yayınlanan, 'Naziler Jim Crow’dan Nasıl İlham Aldı?' adlı makale, siyah-beyaz ayrımcılığının Nazi yasalarına nasıl örnek olduğunu ele alıyor.
25 Ağustos 1776 tarihi, yani eğer birkaç günlük gecikmeyi saymazsak günümüzden tam 241 yıl öncesi, düşünce tarihine İskoç Aydınlanması olarak geçen akımın en önemli temsilcisi sayabileceğimiz David Hume’un ölüm tarihidir. Aydınlanmayı maalesef hazmedememiş olan ülkemizde, özellikle akademi dışındaki entelektüel camia tarafından hemen hemen hiç tartışılmadan geçilen, Aydınlanmanın böyle önemli düşünürlerini daha sık hatırlamak gerekiyor. Dolayısıyla ölüm yıldönümü vesilesiyle Hume’un düşüncesini tartışmalı başlıklara girmeden kısaca aktarmak faydalı olacaktır. Amacımız “Aydinlanma da aslında çok baskıcı/dayatmacı” gibi düşünülmeden ortaya atılmış yargılara varmadan evvel, Aydınlanma düşünürlerini sadece bir girizgâh teşkil edecek şekilde de olsa tanıtmak ve belki biraz da merak uyandırabilmek.
"Tahir Ağabey bu açıklamanın sonrasında Sur sokaklarında silahlı saldırıya uğrayarak katledildi... Onu büyük bir saygıyla anarken dayanışmayı yükseltelim, direnişi yükseltelim, barışı yükseltelim. Sur, Sur halkınındır. Türkiye direnenlerin."
Çocuğun cinsel fetişleştirilmesi ile kadınların anoreksiyaya uzanan eser ölçüdeki vücut varlıkları, kıvrımların yok olması, memesiz ve artık kemikleri sayılan kadınların podyumlarda sunulması aynı süreçtir. Ve hepsi, arzu nesnesini unufak etmek; tümüyle incinebilir, kolayca yokedilebilir varlıklara indirgemek isteyen sadistik bir "bakan gözün" unsurları gibidir.
Bugün Idlib’te Suudi destekli çeteler ile Katar destekli çeteler birbirlerine düştüler. Doğu Guta’da durum Idlib’ten farklı değil. Katar krizi ile birlikte Suriye’deki cihatçı çeteler arasındaki ayrımlar keskinleşti. Rakka ile meşgul olan Suriye Ordusu ve müttefikleri, şimdilik Idlib’e müdahale etmiyorlar. Şu an için Rakka’nın ABD’nin eline geçmemesi Suriye açısından çok daha büyük önem taşıyor.
Su havzalarının ve dere yataklarının yapılaşmaya açılması, ulaşım projelerinin önemli bir bölümünün dere yatakları üzerinde inşa edilmesi, yeşil alanların yapılaşmayla kırpıla kırpıla küçültülmesi, toprağın geçirgenliği oldukça düşük beton ve asfaltla kaplanması; sel felaketine yol açan tüm bu uygulamalar aslında kentin, doğadan koparılması amacını taşıyor. Doğanın kontrol edilmesi güç yapısına karşın, kentte kontrol edilebilir, steril ve değişim değerine sahip mekanlar istenildiği için her seferinde betona başvuruluyor.
Kapitalizm “değer” yaratırken hem doğayı hem insan emeğini tüketiyor. Bizim için kapitalizmin sürdürülemez bir yöntem/ideoloji olduğu gerçeği bir yana onlar için de sistemi sürdürmeye yönelik çaba/uğraş bitmek bilmeyen bir mücadele, arayış konusu.